NESAİ SÜNEN-İ KÜBRA

Bablar    Konular    Numaralar

FEDAİLİ’L-KUR’AN

<< 2151 >>

اغتباط صاحب القرآن

49- Kur'an Ehline Gıpta Etmek

 

أخبرنا قتيبة بن سعيد قال ثنا سفيان عن الزهري عن سالم عن أبيه أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لا حسد إلا في اثنتين رجل آتاه الله مالا فهو ينفقه آناء الليل وآناء النهار ورجل آتاه الله قرآنا فهو يقوم به آناء الليل وآناء النهار

 

[-: 8018 :-] Salim, babasından (ibn Ömer'den), Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Hased, ancak şu iki konuda olabilir: Birincisi; Allah'ın kendisine mal verdiği bir adam ki gece gündüz o maldan dağıtır. Diğeri ise; Allah'ın kendisine Kur'an ilmi verdiği bir kimse ki gece gündüz onunla meşgul olur" buyurduğunu nakletmiştir.

 

Tuhfe: 6815

 

Diğer tahric: Buhari (5025, 7529), Halk Efali'l-İbad (s. 78); Müslim (815,266, 267); İbn Mace (4209); Tirmizi (1936); Ahmed, Müsned (4550); İbn Hibban (125, 126)

 

 

أخبرنا محمد بن المثنى قال ثنا بن أبي عدي عن شعبة عن سليمان عن ذكوان عن أبي هريرة عن النبي صلى الله عليه وسلم قال لا حسد إلا في اثنتين رجل آتاه الله القرآن فهو يقوم بالليل والنهار ورجل آتاه الله مالا فيهلكه في الحق

 

[-: 8019 :-] Ebu Hureyre'nin bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):

"Hased, ancak şu iki konuda olabilir: Birincisi; Allah'ın kendisine Kur'an ilmi verdiği bir kimse ki gece gündüz onunla meşgul olur. Diğeri ise; Allah'ın kendisine verdiği malı hak yolunda dağıtan kişi" buyurdu.

 

Tuhfe: 12397

5811'de tahrici geçmişti.

 

 

أخبرنا علي بن محمد بن علي قال ثنا داود بن منصور قال ثنا الليث عن خالد بن يزيد أخبرنا محمد بن عبد الله بن عبد الحكم عن شعيب عن الليث قال أنا خالد بن يزيد عن بن أبي هلال عن يزيد بن عبد الله بن أسامة عن عبد الله بن خباب عن أبي سعيد الخدري عن أسيد بن حضير وكان من أحسن الناس صوتا بالقرآن قال قرأت سورة البقرة وفرس لي مربوط ويحيى ابني مضجع قريبا مني وهو غلام فجالت الفرس حوله فقمت ليس لي هم إلا ابني يحيى فسكنت الفرس ثم قرأت فجالت الفرس فقمت ليس لي هم إلا ابني ثم قرأت فجالت الفرس فإذا ليس لي هم إلا ابني ثم قرأت فجالت الفرس فرفعت رأسي فإذا بشيء كهيئة الظلة في مثل المصابيح مقبل من السماء فهالني فسكت فلما أصبحت غدوت على رسول الله صلى الله عليه وسلم فأخبرته فقال اقرأ يا أبا يحيى فقلت قد قرأت فجالت الفرس فقمت ليس لي هم إلا ابني قال اقرأ يا أبا حضير قال قد قرأت فرفعت رأسي فإذا كهيئة الظلة فيها مصابيح فهالتني فقال تلك الملائكة دنوا لصوتك ولو قرأت لأصبح الناس ينظرون إليهم

 

[-: 8020 :-] Ebu Said el-Hudri, Useyd b. Hudayr'ın -ki o, insanlar içinde Kur'an'ı en güzel sesle okuyan kişiydi- şöyle dediğini nakleder: Bir gece Bakara suresini okuyordum, atım da bağlıydı. Henüz küçük olan oğlum Yahya bana yakın bir yerde uzanmıştı. Bu sırada at şahlandı. Ben oğlumu kurtarmak maksadıyla kalkınca at sakinleşti. Sonra okumaya devam edince at yine şahlandı. Ben yine oğlumu kurtarmak için kalktım (at yine sakinleşti). Sonra okumaya devam edince at yine şahlandı. Başımı kaldırınca başımın üzerinde kandiller gibi ışık saçan bulut gibi bir şeyin gökten indiğini gördüm. Gördüğüm şey beni korkutmuştu. (ışık kaybolunca) sakinleştim ve sabah olduğunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip olanları anlattım. Bana: "Oku ey EbU Yahya!" deyince, ben: "Okudum, ama atım şaha kalktı. O anda oğlumu kurtarmaktan başka bir şey düşünemedim" karşılığını verdim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Oku ey Ebu Yahya!" deyince ben: "Okudum, ama atım şaha kalktı. O anda oğlumu kurtarmaktan başka bir şey düşünemedim" karşılığını verdim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bu sefer: "Oku ey Hudayr'm oğlu!" deyince, ben: "Okudum, başımı kaldırdığımda üzerinde kandiller gibi ışık saçan buluta benzer bir şey gördüm" dedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Onlar meleklerdi. Senin sesine yaklaştılar. Eğer sabaha kadar okusaydın sabaha kadar orada kalırlardı ve halk ta onları görürdü" buyurdu.

 

Tuhfe: 149

 

Diğer tahric: Buhari (5018); Müslim (796); Ahmed, Müsned (11766); İbn Hibban (779).

 

 

من أحب أن يسمع القرآن من غيره

50- Kur'an'ı, Başkasından Dinlemeyi Sevmek

 

أخبرنا محمد بن عبد العزيز بن غزوان قال أنبأ حفص بن غياث عن الأعمش عن إبراهيم عن عبيدة عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم اقرأ علي سورة النساء قلت أو ليس عليك أنزل قال بلى ولكن أحب أن أسمعه من غيري فقرأت عليه حتى بلغت { فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هؤلاء شهيدا } فغمزني عامر فرفعت رأسي فإذا عيناه تهملان

 

[-: 8021 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana:

"Bana Nisa suresini oku" buyurunca, ben: "Kur'an sana nazil olmadı mı?" karşılığını verdim. Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem): "Evet, ama ben onu başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, okumaya başladım.

 

"Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?" (Nisa 41) ayetine gelince, Amir beni dürttü. Başımı kaldırıp baktığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözlerinden yaş aktığını gördüm.

 

8022, 8023, 8024, 8025, 11039'da tekrar gelecek  -  Tuhfe: 9402

 

Diğer tahric: Buhari (4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned (3551); İbn Hibban (735).

 

 

البكاء عند قراءة القرآن

51- Kur'an Okurken Ağlamak

 

أخبرنا هناد بن السري عن أبي الأحوص عن الأعمش عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله قال أمرني رسول الله صلى الله عليه وسلم أن أقرأ عليك وهو على المنبر فقرأ عليه سورة النساء حتى إذا بلغ { فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هؤلاء شهيدا } غمزني رسول الله صلى الله عليه وسلم بيده فنظرت إليه وعيناه تدمعان

 

[-: 8022 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) minberdeyken bana Nisa suresini okumamı emretti. Ben okumaya başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?" (Nisa 41) ayetine gelince, Amir eliyle beni dürttü. Baktığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözlerinden yaş aktığını gördüm.

 

Tuhfe: 9402

 

 

قول المقرىء للقارىء حسبنا

52- Kur'an Okutan'ın, Okuyana "Dinlediğimiz Yeterlidir" Demesi

 

أخبرنا عبدة بن عبد الله قال أنبأ حسين عن زائدة عن عاصم عن زر عن عبد الله قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم اقرأ فاستفتحت سورة النساء حتى انتهيت إلى قول الله عز وجل { فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هؤلاء شهيدا يومئذ يود الذين كفروا لو تسوى بهم الأرض ولا يكتمون الله حديثا } قال فدمعت عيناه وقال حسبنا

 

[-: 8023 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Kur''nı oku" deyince Nisa suresinden başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak? O gün, inkar edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve Allah'tan bir söz gizleyemezler" (Nisa 41- 42) ayetine gelince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözleri yaşardı ve: "Bu kadar dinlediğimiz yeter" buyurdu.

 

Tuhfe: 9220

 

 

قول المقرىء للقارىء حسبك

53- Kur'an Okutanın, Okuyana "Bu Kadar Okuduğun Yeterlidir" Demesi

 

أخبرنا سويد بن نصر قال أنبأ عبد الله بن سفيان عن سليمان عن إبراهيم عن عبيدة عن بن مسعود قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم اقرأ علي فقلت اقرأ وعليك أنزل قال إني أحب أن أسمعه من غيري فافتتحت سورة النساء فلما بلغت { فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هؤلاء شهيدا } قال فرأيت عيناه تذرفان فقال لي حسبك

 

[-: 8024 :-] Abdullah b. Mes'ud der ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana:

"Kur'an oku" deyince ben: "Kur'an sana nazil oluyorken, ben mi sana okuyacağım?" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ben, Kur'an'ı başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, Nisa suresinden başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasılolacak?" (Nisa 41) ayetine geldim ve baktığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözlerinin yaşardığını gördüm. Bana: "Bu kadar okuduğun yeter" buyurdu.

 

Tuhfe: 9402

 

Diğer tahric: Buhari (4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned (3551); İbn Hibban (735).

 

 

قول المقرىء للقارىء أمسك

54- Kur'an Okutanın, Okuyana "Dur" Demesi

 

أخبرنا يعقوب بن إبراهيم قال ثنا يحيى عن سفيان عن الأعمش عن إبراهيم عن عبيدة عن عبد الله وبعض الحديث عن عمرو بن مرة قال قال رسول الله صلى الله عليه وسلم اقرأ علي قلت أقرأ عليك وعليك أنزل قال إني أحب أن أسمعه من غيري فقرأت حتى بلغت { فكيف إذا جئنا من كل أمة بشهيد وجئنا بك على هؤلاء شهيدا } قال أمسك وعيناه تذرفان

 

[-: 8025 :-] Ubeyde, bir kısmını Abdullah'tan, diğer bölümünü Amr b. Murra'dan şöyle rivayette bulundu: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Bana Kur'an oku" deyince ben: "Kur'an sana nazil oluyorken, ben mi sana okuyacağım" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ben, Kur'an'ı başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, ben okuyup, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit, durumları nasılolacak?" (Nisa 41) ayetine gelince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözleri yaşardı ve: "Dur" dedi.

 

Tuhfe: 9402

 

Diğer tahric: Buhari (4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned (3551); İbn Hibban (735).

 

 

قول المقرىء للقارىء أحسنت

55- Kur'an Okulanın, Okuyan'a "Güzel okudun" Demesi

 

أخبرنا علي بن خشرم قال أنبأ عيسى عن الأعمش عن إبراهيم عن علقمة عن عبد الله قال بينا أنا بالشام بحمص فقيل لي اقرأ سورة يوسف فقرأتها فقال رجل ما كذا أنزلت فقلت والله لقد قرأتها على رسول الله صلى الله عليه وسلم فقال أحسنت فبينا أنا أكلمه إذ وجدت ريح الخمر قلت أتكذب بكتاب الله وتشرب الخمر والله لا تبرح حتى أجلدك الحد

 

[-: 8026 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der ki: Humus'tayken bana: "Yusuf suresini oku" dendi. Okuduğumda, bir adam: "Bu sure böyle nazil olmadı" dedi. Ben: "Valiahi! Bunu Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e okudum ve bana: ''Güzel okudun'' buyurdu" cevabını verdim. Bu sırada burnuma içki kokusu gelince: "Allah'ın Kitab'ını yalanlayıp içki mi içiyorsun? Valiahi seni kırbaçlamadan (içki cezası olan haddi uygulamadan) buradan ayrılamazsın" dedim.

 

Tuhfe: 9423

 

Diğer tahric: Buhari (5001); Müslim (801); Ahmed, Müsned (3591).