اغتباط
صاحب القرآن
49- Kur'an Ehline
Gıpta Etmek
أخبرنا
قتيبة بن سعيد
قال ثنا سفيان
عن الزهري عن
سالم عن أبيه
أن رسول الله
صلى الله عليه
وسلم قال لا
حسد إلا في
اثنتين رجل
آتاه الله مالا
فهو ينفقه
آناء الليل
وآناء النهار
ورجل آتاه
الله قرآنا
فهو يقوم به
آناء الليل
وآناء النهار
[-: 8018 :-] Salim, babasından (ibn
Ömer'den), Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem)'in: "Hased, ancak şu iki
konuda olabilir: Birincisi; Allah'ın kendisine mal verdiği bir adam ki gece
gündüz o maldan dağıtır. Diğeri ise; Allah'ın kendisine Kur'an ilmi verdiği bir
kimse ki gece gündüz onunla meşgul olur" buyurduğunu nakletmiştir.
Tuhfe: 6815
Diğer tahric: Buhari
(5025, 7529), Halk Efali'l-İbad (s. 78); Müslim (815,266, 267); İbn Mace
(4209); Tirmizi (1936); Ahmed, Müsned (4550); İbn Hibban (125, 126)
أخبرنا محمد
بن المثنى قال
ثنا بن أبي
عدي عن شعبة
عن سليمان عن
ذكوان عن أبي
هريرة عن النبي
صلى الله عليه
وسلم قال لا
حسد إلا في
اثنتين رجل
آتاه الله
القرآن فهو
يقوم بالليل والنهار
ورجل آتاه
الله مالا
فيهلكه في
الحق
[-: 8019 :-] Ebu Hureyre'nin
bildirdiğine göre Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Hased,
ancak şu iki konuda olabilir: Birincisi; Allah'ın kendisine Kur'an ilmi verdiği
bir kimse ki gece gündüz onunla meşgul olur. Diğeri ise; Allah'ın kendisine
verdiği malı hak yolunda dağıtan kişi" buyurdu.
Tuhfe: 12397
5811'de tahrici
geçmişti.
أخبرنا علي
بن محمد بن
علي قال ثنا
داود بن منصور
قال ثنا الليث
عن خالد بن
يزيد أخبرنا
محمد بن عبد
الله بن عبد
الحكم عن شعيب
عن الليث قال
أنا خالد بن
يزيد عن بن
أبي هلال عن
يزيد بن عبد
الله بن أسامة
عن عبد الله
بن خباب عن
أبي سعيد
الخدري عن
أسيد بن حضير
وكان من أحسن
الناس صوتا
بالقرآن قال
قرأت سورة البقرة
وفرس لي مربوط
ويحيى ابني
مضجع قريبا مني
وهو غلام
فجالت الفرس
حوله فقمت ليس
لي هم إلا
ابني يحيى
فسكنت الفرس
ثم قرأت فجالت
الفرس فقمت
ليس لي هم إلا
ابني ثم قرأت
فجالت الفرس
فإذا ليس لي
هم إلا ابني
ثم قرأت فجالت
الفرس فرفعت
رأسي فإذا
بشيء كهيئة
الظلة في مثل
المصابيح
مقبل من
السماء
فهالني فسكت
فلما أصبحت
غدوت على رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
فأخبرته فقال
اقرأ يا أبا
يحيى فقلت قد
قرأت فجالت
الفرس فقمت
ليس لي هم إلا
ابني قال اقرأ
يا أبا حضير
قال قد قرأت
فرفعت رأسي
فإذا كهيئة
الظلة فيها
مصابيح
فهالتني فقال
تلك الملائكة
دنوا لصوتك
ولو قرأت
لأصبح الناس
ينظرون إليهم
[-: 8020 :-] Ebu Said el-Hudri, Useyd
b. Hudayr'ın -ki o, insanlar içinde Kur'an'ı en güzel sesle okuyan kişiydi-
şöyle dediğini nakleder: Bir gece Bakara suresini okuyordum, atım da bağlıydı.
Henüz küçük olan oğlum Yahya bana yakın bir yerde uzanmıştı. Bu sırada at şahlandı.
Ben oğlumu kurtarmak maksadıyla kalkınca at sakinleşti. Sonra okumaya devam
edince at yine şahlandı. Ben yine oğlumu kurtarmak için kalktım (at yine
sakinleşti). Sonra okumaya devam edince at yine şahlandı. Başımı kaldırınca
başımın üzerinde kandiller gibi ışık saçan bulut gibi bir şeyin gökten indiğini
gördüm. Gördüğüm şey beni korkutmuştu. (ışık kaybolunca) sakinleştim ve sabah
olduğunda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e gidip olanları anlattım.
Bana: "Oku ey EbU Yahya!" deyince, ben: "Okudum, ama atım şaha
kalktı. O anda oğlumu kurtarmaktan başka bir şey düşünemedim" karşılığını
verdim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem): "Oku ey Ebu Yahya!"
deyince ben: "Okudum, ama atım şaha kalktı. O anda oğlumu kurtarmaktan
başka bir şey düşünemedim" karşılığını verdim. Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem) bu sefer: "Oku ey Hudayr'm oğlu!" deyince, ben:
"Okudum, başımı kaldırdığımda üzerinde kandiller gibi ışık saçan buluta
benzer bir şey gördüm" dedim. Nebi (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Onlar meleklerdi. Senin sesine yaklaştılar. Eğer sabaha kadar okusaydın
sabaha kadar orada kalırlardı ve halk ta onları görürdü" buyurdu.
Tuhfe: 149
Diğer tahric: Buhari
(5018); Müslim (796); Ahmed, Müsned (11766); İbn Hibban (779).
من
أحب أن يسمع
القرآن من غيره
50- Kur'an'ı,
Başkasından Dinlemeyi Sevmek
أخبرنا محمد
بن عبد العزيز
بن غزوان قال
أنبأ حفص بن
غياث عن
الأعمش عن
إبراهيم عن
عبيدة عن عبد
الله قال قال
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
اقرأ علي سورة
النساء قلت أو
ليس عليك أنزل
قال بلى ولكن
أحب أن أسمعه
من غيري فقرأت
عليه حتى بلغت
{ فكيف إذا
جئنا من كل أمة
بشهيد وجئنا
بك على هؤلاء
شهيدا }
فغمزني عامر
فرفعت رأسي
فإذا عيناه
تهملان
[-: 8021 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der
ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana:
"Bana
Nisa suresini oku" buyurunca, ben: "Kur'an sana nazil olmadı
mı?" karşılığını verdim. Allah'ın Resulü (sallallahu aleyhi ve sellem):
"Evet, ama ben onu başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, okumaya
başladım.
"Her ümmete bir
şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl
olacak?" (Nisa 41) ayetine gelince, Amir beni dürttü. Başımı kaldırıp
baktığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözlerinden yaş aktığını
gördüm.
8022, 8023, 8024,
8025, 11039'da tekrar gelecek - Tuhfe: 9402
Diğer tahric: Buhari
(4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn
Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned
(3551); İbn Hibban (735).
البكاء
عند قراءة
القرآن
51- Kur'an Okurken
Ağlamak
أخبرنا هناد
بن السري عن
أبي الأحوص عن
الأعمش عن
إبراهيم عن
علقمة عن عبد
الله قال
أمرني رسول
الله صلى الله
عليه وسلم أن
أقرأ عليك وهو
على المنبر فقرأ
عليه سورة
النساء حتى
إذا بلغ { فكيف
إذا جئنا من
كل أمة بشهيد
وجئنا بك على
هؤلاء شهيدا }
غمزني رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
بيده فنظرت
إليه وعيناه
تدمعان
[-: 8022 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der
ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) minberdeyken bana Nisa suresini
okumamı emretti. Ben okumaya başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz
ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak?" (Nisa
41) ayetine gelince, Amir eliyle beni dürttü. Baktığımda Resulullah (sallallahu
aleyhi ve sellem)'in gözlerinden yaş aktığını gördüm.
Tuhfe: 9402
قول
المقرىء
للقارىء
حسبنا
52- Kur'an Okutan'ın,
Okuyana "Dinlediğimiz Yeterlidir" Demesi
أخبرنا عبدة
بن عبد الله
قال أنبأ حسين
عن زائدة عن
عاصم عن زر عن
عبد الله قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم اقرأ
فاستفتحت
سورة النساء
حتى انتهيت
إلى قول الله
عز وجل { فكيف
إذا جئنا من
كل أمة بشهيد
وجئنا بك على
هؤلاء شهيدا
يومئذ يود
الذين كفروا
لو تسوى بهم
الأرض ولا
يكتمون الله
حديثا } قال
فدمعت عيناه
وقال حسبنا
[-: 8023 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der
ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Kur''nı oku"
deyince Nisa suresinden başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve
seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit durumları nasıl olacak? O gün, inkar
edip Peygambere baş kaldırmış olanlar, yerle bir olmayı ne kadar isterler ve
Allah'tan bir söz gizleyemezler" (Nisa 41- 42) ayetine gelince, Resulullah
(sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözleri yaşardı ve: "Bu kadar
dinlediğimiz yeter" buyurdu.
Tuhfe: 9220
قول
المقرىء
للقارىء حسبك
53- Kur'an Okutanın,
Okuyana "Bu Kadar Okuduğun Yeterlidir" Demesi
أخبرنا سويد
بن نصر قال
أنبأ عبد الله
بن سفيان عن
سليمان عن إبراهيم
عن عبيدة عن
بن مسعود قال
قال رسول الله
صلى الله عليه
وسلم اقرأ علي
فقلت اقرأ وعليك
أنزل قال إني
أحب أن أسمعه
من غيري
فافتتحت سورة
النساء فلما
بلغت { فكيف
إذا جئنا من
كل أمة بشهيد
وجئنا بك على
هؤلاء شهيدا }
قال فرأيت
عيناه تذرفان
فقال لي حسبك
[-: 8024 :-] Abdullah b. Mes'ud der
ki: Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana:
"Kur'an
oku" deyince ben: "Kur'an sana nazil oluyorken, ben mi sana
okuyacağım?" dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ben,
Kur'an'ı başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, Nisa suresinden
başlayıp, "Her ümmete bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid
getirdiğimiz vakit durumları nasılolacak?" (Nisa 41) ayetine geldim ve
baktığımda Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'in gözlerinin yaşardığını
gördüm. Bana: "Bu kadar okuduğun yeter" buyurdu.
Tuhfe: 9402
Diğer tahric: Buhari
(4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn
Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned
(3551); İbn Hibban (735).
قول
المقرىء
للقارىء أمسك
54- Kur'an Okutanın,
Okuyana "Dur" Demesi
أخبرنا
يعقوب بن
إبراهيم قال
ثنا يحيى عن
سفيان عن
الأعمش عن
إبراهيم عن
عبيدة عن عبد
الله وبعض
الحديث عن
عمرو بن مرة
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
اقرأ علي قلت
أقرأ عليك
وعليك أنزل
قال إني أحب
أن أسمعه من
غيري فقرأت
حتى بلغت {
فكيف إذا جئنا
من كل أمة
بشهيد وجئنا
بك على هؤلاء
شهيدا } قال
أمسك وعيناه
تذرفان
[-: 8025 :-] Ubeyde, bir kısmını
Abdullah'tan, diğer bölümünü Amr b. Murra'dan şöyle rivayette bulundu:
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) bana: "Bana Kur'an oku"
deyince ben: "Kur'an sana nazil oluyorken, ben mi sana okuyacağım"
dedim. Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem): "Ben, Kur'an'ı
başkasından dinlemek istiyorum" buyurunca, ben okuyup, "Her ümmete
bir şahid getirdiğimiz ve seni de bunlara şahid getirdiğimiz vakit, durumları
nasılolacak?" (Nisa 41) ayetine gelince, Resulullah (sallallahu aleyhi ve
sellem)'in gözleri yaşardı ve: "Dur" dedi.
Tuhfe: 9402
Diğer tahric: Buhari
(4582, 5049, 5050, 5055, 5056); Müslim 800 (247, 248); Ebu Davud (3668); İbn
Mace (4194); Tirmizi Sünen (3024, 3025, 3026), Şemail (323); Ahmed, Müsned
(3551); İbn Hibban (735).
قول
المقرىء
للقارىء
أحسنت
55- Kur'an Okulanın,
Okuyan'a "Güzel okudun" Demesi
أخبرنا علي
بن خشرم قال
أنبأ عيسى عن
الأعمش عن إبراهيم
عن علقمة عن
عبد الله قال
بينا أنا بالشام
بحمص فقيل لي
اقرأ سورة
يوسف فقرأتها
فقال رجل ما
كذا أنزلت
فقلت والله
لقد قرأتها
على رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقال
أحسنت فبينا
أنا أكلمه إذ
وجدت ريح
الخمر قلت أتكذب
بكتاب الله
وتشرب الخمر
والله لا تبرح
حتى أجلدك
الحد
[-: 8026 :-] Abdullah (b. Mes'ud) der
ki: Humus'tayken bana: "Yusuf suresini oku" dendi. Okuduğumda, bir
adam: "Bu sure böyle nazil olmadı" dedi. Ben: "Valiahi! Bunu
Resulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'e okudum ve bana: ''Güzel okudun''
buyurdu" cevabını verdim. Bu sırada burnuma içki kokusu gelince:
"Allah'ın Kitab'ını yalanlayıp içki mi içiyorsun? Valiahi seni
kırbaçlamadan (içki cezası olan haddi uygulamadan) buradan ayrılamazsın"
dedim.
Tuhfe: 9423
Diğer tahric: Buhari
(5001); Müslim (801); Ahmed, Müsned (3591).